CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Menemen’de; “Kim ki eğer bu seçimde, o sebeple bu sebeple gidip de Cumhur İttifakı’nın adayına, gidip de AK Parti’nin adayına o sebeple bu sebeple eli kayarsa bilsin ki Özgür Özel’i, Kemal Kılıçdaroğlu’nu, Murat Karayalçın’ı, Altan Öymen’i, Hikmet Çetin’i kahreder, üzer kaybeder. Bilsin ki Deniz Baykal’ın, Bülent Ecevit’in, İsmet İnönü’nün, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kemiklerini sızlatır” dedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, yerel seçim çalışmaları kapsamında İzmir’in Menemen ilçesinde halk buluşmasında yurttaşlara seslendi.
Özel, konuşmasında 94 yıl önce Menemen’de Cumhuriyet karşıtları tarafından katledilen Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay ile bekçi Şevki ve Hasan’ı andı.
“94 YIL GEÇTİ YÜREĞİMİZDEKİ ACI DİNMEDİ”
Özel, şöyle konuştu:
“Her sene 23 Aralık’ta burada oluyoruz. Menemen’in bizim açımızdan bir önemi var, Menemen’in bizim açımızdan bir anlamı var, Menemen’de bizim bir yürek acımız, Menemen’de bizim bir davamız, Menemen’de bizim asla boşlamamız gereken bir gerçekliğimiz var. Burada Asteğmen Kubilay’ı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu genç Cumhuriyet’in düşmanları Kubilay’ın kafasını Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kafası kabul edilerek, bu Cumhuriyet’in kadına seçme seçilme hakkını veren bu Cumhuriyet’in insanları kul teba olmaktan yurttaş olmaya getiren bu Cumhuriyet’in köle gibi çalışmak yerine onurlu birer yurttaş olarak değer veren bu Cumhuriyet’in, kararları bir tek adamın vermesi yerine milletin seçtiklerinin vermesini sağlayan bu Cumhuriyet’in bütün devrimlerine, bütün kazanımlarına karşı olan caniler Kubilayımızı ve bekçilerimizi katlettiler. Bizim onlarla bir görülmedik bir hesabımız var, bir davamız var. Özellikle o günden bugüne çok zaman geçti 94 yıl geçti yüreğimizdeki acı, ateş dinmedi.
Bugün siyaseten rekabet içinde olduklarımızın önemli isimleri, partide daha geçtiğimiz günlere kadar genel başkanvekili olan Numan Kurtulmuş ‘biz CHP zihniyeti ile 150 yıldır karşıyayız’ diyordu. 150 yıl öncesine biz 1. Meşrutiyet’ten yanaydık, onlar karşıydılar. Biz Jön Türklerdik, onlar Damat Ferit hükümetini savunanlardı. Onlar 33 yıl Meclis’i kapalı tuttular, biz 2. Meşrutiyetçileriz. Kurtuluş Savaşı geldiğinde donanma yanaştı İngiliz zırhlısına birileri kırmızı halı serdi, bizimkisi Kartal İstimbotu’nun ucunda gözleri ufuk çizgisinde yanındaki yaverine ‘korkma evlat, geldikleri gibi gidecekler’ dedi. Karşımızdakiler Yıldız Sarayı’nın arka bahçesinden İngiliz zırhlısıyla kaçtılar, bizimki Bandırma Vapuru’na çıktı Samsun’a memleketi kurtarmaya, Kurtuluş Savaşı’nı başlatmaya gitti. Gün geldi öldük, şehit olduk, can verdik. Ama bu ülkeyi o dış güçlere, istilacılara, emperyalistlere teslim etmedik.
“ATATÜRK’ÜN KEMİKLERİNİ SIZLATIR”
Bu partinin kurucusu, bayrağı, 6 oklu amblemi, ay yıldızlı al bayrağı, teşkilatı, örgütü belli. Bu partinin adayı da belli. Menemen’de adayımız Deniz Karakurt. Kim ki CHP’lidir, kim ki cumhuriyetçidir, kim ki Atatürkçüdür, kim ki bu vatanı sever, bu partinin onların dediği gibi gayri milli değil gayet milli olduğunu, bu partinin kurucusunun saati olmasaydı Meydan Muhaberesi’nde şehit olacağını, bu partinin evlatlarının gözünü kırpmadan can verdiğini ama asla ve asla Cumhuriyet’ten taviz vermediğini bilen kim ki eğer bu seçimde, o sebeple bu sebeple gidip de Cumhur İttifakı’nın adayına, gidip de AK Parti’nin adayına o sebeple bu sebeple eli kayarsa bilsin ki Özgür Özel’i, Kemal Kılıçdaroğlu’nu, Murat Karayalçın’ı, Altan Öymen’i, Hikmet Çetin’i kahreder, üzer kaybeder. Bilsin ki Deniz Baykal’ın, Bülent Ecevit’in, İsmet İnönü’nün, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kemiklerini sızlatır.”
“EMANETİ GERİ ALMAK, KUBİLAY’A SAHİP ÇIKMAK ZORUNDAYIZ”
Ama burada başka bir mesele var. Burada emaneti geri almak zorundayız. Burada Atatürk’ün partisine sahip çıkmak zorundayız. Burada rahmetli Kubilay’a sahip çıkmak zorundayız. Bu Menemen’de Recep Tayyip Erdoğan’ın, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile İsmet İnönü’ye ‘iki ayyaş’ diyen adamın, ‘günü gelince Atatürk’ün heykelleri köpek leşi gibi yerde sürüklenecek’ diyen fesli deli Kadir’in, ‘Atatürk’e zerre muhabbet besleyen ne dirime ne ölüme gelsin’ diyen fesli Kadir’in dirisine ziyaretine giden Recep Tayyip Erdoğan. Ölüsüne cenazesine beş bakan yollayan Recep Tayyip Erdoğan, cenazesine çiçek yollayan Recep Tayyip Erdoğan şimdi gelmiş, Menemen’e kayyum yollamış şimdi de ‘oy verin siz seçin’ diyor. Yazıklar olsun.
“MENEMEN’DE CUMHURİYETE PUSU KURDURTMAYIZ, ÇUKUR AÇTIRTMAYIZ”
O yüzden bu mesele başka bir mesele. Anlamayana anlatın, kavramayana kavratın. Gidin şunu anlatın ki öyle başka milletten kalan arsaları parsel parsel satıp, parasıyla ufak tefek birşeyler yapıp, sonra da gidip başka mahallelerden başkalarını satın alıp, gidip de olur olmaz yerin muhtarını, en güvendiğimiz en sevdiğimiz insanların muhtarını, en sevdiğimiz insanlardan bir tanesini ikna edip, burada biz Menemen’de Cumhuriyet’in en simge yerlerinden birinde Cumhuriyet’e pusu kurdurtmayız. Çukur açtırtmayız. Hepimiz bu bilinçle davranacağız. Yarın sabah bu meydandaki herkes yataklarından belediye başkan adayı olarak kalkmaya hazır mı? Bir hafta boyunca kimi tehlikede görüyorsanız, bu sandığa gitmeyebilir dediğiniz kim varsa teker teker yoklamaya, saatleşmeye, randevulaşmaya, her birinden teker teker söz almaya, oyları toplamaya ve bu Menemen’de Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu partiyi yeniden iktidar yapmaya hazır mısınız?
“VİCDANLAR SANDIKTA BULUŞACAK”
Bunlara karşı biz sadece sosyal demokratlar değiliz ki. İyi insanlar var. Yakasında gönlünde gözünde güneş açanlar var. İstedikleri kadar yöneticileriyle anlaşamayalım, canları sağolsun. Eski dosttan düşman olmaz. Vicdanlar sandıkta buluşacak, buluşacak, buluşacak… Çalanı çırpanı görüp de haramdan, yalandan bıkanlar, muhafazakar demokratlar var. Onların burada senden benden bir farkı yok. Biz hep beraber doğru işler yapanın arkasında duracağız.
Sizin emeğinizle gayretinizle bir hafta süreyle hep birlikte çalıştığımızda Menemen’de bir tarih yazacağız. Büyük bir başarıyı elde edemezsek, kalan malları da satarlar. Gözümde değil, yolsuzluk yine yaparlar, lanet olsun. Ama burası Menemen burada yağmur da yağsa, dolu da yağsa, şimşek de çaksa 23 Aralık 1930’un anısına gidip de orada gözyaşı dökenlerin seçim akşamı gözyaşı dökmesini istemiyorum, kabullenemiyorum. Partisini seven, ülkesini seven, Cumhuriyet’i seven, Atatürk’ü seven sandığa koşsun.”