‘Türk Kızı, Gök Kızı, Atatürk Kızı: Sabiha Gökçen’ adındaki belgesel, ciddi bir ekip çalışması ile Rusya, Amerika, Fransa, Yunanistan, Yugoslavya başta olmak üzere pek çok ülkeden elde edilen arşivlerin, Türkiye’de ilk kez yayınlanması da yapıma ayrı bir değer kazandırdı.
52 dakikalık belgeselde; Sabiha Gökçen ile hayattayken yapılan özel röportajların yanı sıra, ünlü tarihçi Cemal Kutay ve Atatürk’ün manevi kızı Ülkü Adatepe, İsmet İnönü’nün kızı Özden Toker, Türkiye’nin ilk jet pilotlarından Korkut Efe, Rusya Koktebel’deki yüksek planörcülük okul arkadaşı; Mustafa İrkin, ilk kadın jet pilotlarından, Emekli Albay Şenay Günay, Selanik Konsolosunun kızı Gül Karabuda, Eski Hava Kuvvetleri Komutanları Emekli Orgeneral İlhan Kılıç ve Cumhur Asparuk, THK Eski Başkanı E. Korgeneral Erdoğan Karakuş, 1996 yılı Amerika Onur Ödüllü döneminden Kurmay Albay Tayyip Özsever, aileye yakın gazeteci ve yazar Orhan Karaveli ve son dönem F16 pilotlarından, Üsteğmen Berna Şen ve Üsteğmen Burcu Şahinkaya ile röportajlar yer alıyor. Her biri bir döneme tanıklık eden bu önemli insanların aktardıkları hikâyelerle; Rusya’dan Amerika’ya Fransa’dan Sabiha Gökçen’in 1938’de solo tur yaptığı Balkan kentlerine dek, pek çok ülkedeki özel ve devlet arşivlerinden; yaklaşık 5 yıllık çalışmayla titizlikle seçilen yüzlerce fotoğraf, orjinal kayıt ve belgeler, bu belgeselde hayat buldu.
Biyografik özellikler taşıyan belgeselde, arka planda yakın dönemin renkli tarihî dokusu ve döneme ait özgün tarihî anekdotları da içeren çok zengin bir üslup göze çarpmakta. Sadece Türkiye’de değil dünyada çok önemli bir yere sahip olan Sabiha Gökçen’in hayatı ele alınırken, dünya çapındaki havacılık uzmanları ve pilotların görüşlerine de yer verildi. Bu doğrultuda; havacılık uzmanı Dr. Gary Leiser, II. Dünya Savaşı pilotu Duncan Miller ve onunla birlikte Falcon 2000 ile son uçuşunu yaptığı Fransız jet pilotu Daniel Acton ile özel röportajlar gerçekleştirildi…
2003 yılı sonunda tamamlanan, ‘Türk Kızı, Gök Kızı, Atatürk Kızı, Sabiha Gökçen‘ belgeseli İstanbul Harbiye Askerî Müze’deki özel bir gala gecesinin ardından, İngilizce ve Fransızca’ya çevrilerek Türk ve Dünya izleyicilerine sunuldu.